Isı yalıtımı çevreyi korur, ekonomik anlamda tasarruf sağlar ve kullanıcıya konforlu bir yaşam sunar. Bunların dışında bina ömrünü uzatır ve kısa bir süre içerisinde kendini ekarte eder. Ülkemizde ısı yalıtımı yaptıran binaların sayısı gün geçtikçe çoğalmaya devam ediyor. Bu da çevreyi korumaya alıyor anlamına gelir. Peki ısı yalıtımı çevreyi nasıl korur?
Isı Yalıtımı Çevreyi Korur
Isı yalıtımı çevreyi korur dedik. Ancak nasıl korur? Ne yapar da korur? Bildiğiniz gibi Rusya’nın Çernobil bölgesinde bulunan nükleer santralde bir arıza meydana geldi ve nükleer enerjinin insanlar ve çevre için büyük bir tehdit olduğu gözüktü. 1988 yılında yaşanan bu olayda sızan radyasyon, çok sayıda insanın ölmesine, bir çok sayıda insanın ölümcül hastalığa yakalanmasına ve hayatlarına kaybetmesine neden oldu.
Bölgenin doğal dengesi tamamen bozuldu. Sadece Rusya değil etrafında bulunan bir çok ülkede bu sızıntıdan nasibini aldı. Hatta ülkemizde bile Karadeniz bölgesinde kanser vak’aları yaşandı. Bir çok bilim adamı kanser hastalığında olan artışın nedenini Çernobil kazası olarak değerlendiriyor. Peki ısı yalıtımı çevreyi korur dedik. Bununla ne alakası var diyebilirsiniz. Ancak insan ve çevre tehdit oluşturan ne yazık ki sadece nükleer enerji değil. Dünyanın enerji ihtiyacının % 60’ından fazlasının elde edildiği fosil yakıtlar, belki de nükleer enerjiden çok daha büyük bir tehlikeye davetiye çıkarıyor.
Isı Yalıtımı Çevrenin Korunması için Katkı Sağlar
Enerji ihtiyaçlarının artması ve verimli enerji kullanılmamasi sonucunda, hava kirliliği artıyor. Hava kirliliğindeki bu artiş kendisini küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle gösteriyor. Küresel ısınma tehdidi ve hava kirliliğini azaltmak; günümüzün en önemli konularının başında geliyor. Küresel ısınmanın, Çernobil’deki gibi trajik sonuçlarının henüz görünmüyor oluşu, çevreciler ve bilim adamlarının sürekli uyarılarına karşın, kamuoyunda beklenen tepkinin ortaya çıkmasını engelliyor. Kış mevsiminde ısı kayıplarının, yaz mevsiminde ise ısı kazançlarının azaltılması ile elde edilecek yakıt tasarrufu, beraberinde atmosfere atılan sera gazlarında da bir düşüş sağlayacaktır. Kömür, petrol gibi yakıtlar bir yandan gözle görülür biçimde hava kirliliğine yol açarken, diğer yandan küresel ısınmaya ve buna bağli olarak iklim değişikliklerine yol açıyor. Fosil yakıtlar yandığında, renksiz ve yanmayan bir gaz olan karbondioksit açığa çıkar.
Genellikle atmosferin alt tabakası troposferde bulunan karbon dioksitin ekolojik denge açısından önemi büyüktür. Enerji tüketimindeki artış sonucu, atmosferdeki karbondioksit miktarı yıldan yıla artar. Bunun sonucunda, güneş ışınlarının yeryüzüne gidişi ve yansıma ile dönmesi sırasında, çok fazla miktarda enerji soğurulur ve atmosferin sıcaklığı giderek yükselir. Küresel ısınma, sera gazları olarak adlandırılan gazların etkisiyle atmosfer sıcaklığındaki bu yükselmenin bir sonucudur.
Isı Yalıtım Önlemleri
Hava kirliliğinin ve küresel ısınmanın trajik sonuçlarını yakınımızda hissetmiyor olabiliriz. Ancak, uzmanların uyarılarının dikkate alınması ve bu konuda harekete geçilmesi gerekir. Bu noktada yapılması gerekenlerin başında, yine yalıtım uygulamaları önlemleri gelir.
Enerjinin etkin kullanımını sağlayacak ısı yalıtımı önlemleri, fosil yakıt tüketimini azaltarak, küresel ısınmaya yol açan sera gazı emisyonlarının azalmasında önemli bir rol oynayacaktır.
Yani sıra ısı yalıtımı, yaz aylarında soğutma için kullanılan ve ozon tabakasına zarar veren soğutucu gazlara duyulan ihtiyacı da azaltacaktır. Azalan enerji gereksinimi; elektrik ihtiyacını, dolayısıyla elektrik üretimini ve üretimde kullanılan fosil yakıt miktarını; böylelikle de gaz salınımını azaltmış olacaktır.